Telefon
WhatsApp
Yükleniyoru Devre Dışı Bırak

Okul Öncesi Eğitim

Okul Öncesi Eğitim

Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz?
Vatan Anaokulları sınıflarımızda çocuklarımızın tüm gelişimsel alanlarını destekleyen (bedensel, bilişsel, sosyal ve duygusal, özbakım) proje ve oyun temelli, mizaç özelliklerine uygun karma bir eğitim programı uygulanmaktadır. (High/Scope, Montessori, Reggio Emillia, Waldorf ). Bu programları destekleyici GEMS ve Math Their Way eğitim programlarına da okul öncesi eğitim programımızın içeriğinde fazlaca yer verilmektedir. Okulöncesi programımız, çocuğun gelişimini bütünleşmiş bir yaklaşımla ele alacak şekilde tasarlanmıştır. “Atatürk İlkeleri” ışığında, akademik standartlara sahip, alanlarında uzmanlaşmış, nitelikli eğitim kadromuzun rehberliğinde çocuklarımızda; yaşlarını, ihtiyaçlarını ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak uyguladığımız eğitim sistemi ve ‘Yaparak-Yaşayarak Öğrenme’ eğitim modeliyle çocuklarımızın ; yaratıcılıklarını, problem çözme yeteneklerini geliştirmeyi hedefliyor, seçim yapma, karar verme, sorumluluk alma, deneme-uygulama, işbirliği geliştirme ve yaşıtlarıyla ilişki kurma olanaklarını sağlamayı amaçlıyoruz.

Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır? Bu konuda uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Oyun; çocuğun fikir ve karakterini güçlendiren, ona neşe ve haz veren, gelişiminde önemli rol oynayan içgüdüsel hareketlerdir. Oyun; gönüllü ve özgürce yapılan, mutluluk kaynağı olan, çocuğun tüm gelişimini uyaran, yetenekleri kadar duyuları ve duyguları geliştiren etkinliklerin tümüdür. Çocukların en önemli işi “oyundur”.Çocuklarımızı tanımak ve anlamak için onları oyunlarında gözlemlemeliyiz. Çocukların oyunlarının bir öyküsü vardır ve çocuklar oyunlarında olduğu gibilerdir. Oyunun en önemli faydalarından biri de sosyal yeterlilik gelişimini desteklemesidir. Çocuklar, ilişkiler kurabilir karışıklıkları çözmeyi öğrenebilir, uzlaşabilir ve davranışlarını adapte edebilir. Oyunda, kendi temsilcilerini oynadıkları ve kendi tercihlerini yaptıkları için çocukların iyimserlik ve başarı hisleri artmış olur.Oyunda, öğrenme ve kavrama gelişimi oldukça önemlidir ve göz önünde tutulmalıdır. -Mış gibi oyun çocukların yaratıcı düşünce yeteneğini arttırmaktadır. Oyun, kuramsal öğrenmenin temelidir. -Mış gibi yapılan oyun, objelerden anlamların ayrılmasında çocuklara yardım eder ve çeşitli durumlara karşı çocukların yeteneklerini geliştirir. Böylece kendi kendine anlama becerisi gelişir. Çocuk çevresinde gözlemlediklerini, gündelik yaşantısını oyunlarını yansıtır. Oyun oynaması ve oyun içindeki tekrarları onun bilgi ve deneyimlerin kaybolmasını engeller. Oyun içerisinde bu tekrarlar onun günlük çatışmalarını çözümlemesine ve doyurulmamış arzularını doyurması için olanak verir. Çocuk oynarken birçok yeni kavramı öğrenir ve bunları sınar. Vatan Okulları okulöncesi eğitim programımızda tüm müfredat oyun üzerine; atölyeler ve yaparak yaşayarak öğrenme içerikli kurgulanmış ve planlanmıştır. Oyunlarımızda “Montessori, Math Their Way, Waldorf, High Scope” gibi temeli aktif oyuna dayanan eğitim model ve programlar ile birlikte geleneksel oyunlarımıza da eğitim programımız içerisinde yer verilmektedir.

Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Vatan Okullarında öğrencilerimiz yabancı dil eğitimlerine okulöncesi seviyesinde başlıyor, yabancı dili de etkin öğrenme yöntemleri ve oyunlarla doğal ortamda ediniyorlar. 3 yaş gruplarımızda haftada 10 ders saati, 4 – 5 yaş gruplarımızda yarım gün Türkçe yarım gün yabancı dil eğitimi programı uyguluyoruz. Öğrenmenin bebeklikten itibaren başladığı ve çocukluk döneminde de devam ettiği bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, başarılı bir öğrenme süreci için yabancı bir dilin mümkün olduğu kadar erken verilmesi gerekmektedir. Dil edinme ve öğrenmede en merkezî ve önemli rol beyne verilmiştir. Beynin sol yarımküresinde dil edinmeyle ilgili bir bölge vardır. Bu bölge doğuştan itibaren çok aktiftir. Bu aktiflik, derecesi giderek azalarak ergenliğin başlangıcı olan 10–14 yaşlarına kadar devam eder. Sağ ve sol beyin yarımkürelerinin gelişmesinin ergenlik döneminde sona ermesiyle, dil edinme artık zorlaşır. Yapılan araştırmalar, yabancı dilin küçük yaşta ana dili ile birlikte kazandırılmasının en uygun yol olduğunu göstermektedir. Yedi yaşından sonra bir dili aksansız öğrenmek zorlaşmaktadır. Erken yaşlardaki (yani 2-6 yaş evresinde) dil öğrenimi esnasında beyin iki farklı dil öğrenimini birbirinden ayırt etmiyor ve iki dilin gelişimini paralel devam ettiriyor. Bu nedenle çocuğun yabancı dili öğrenmesi ana dilini öğrenmesine engel olmuyor, bilakis olumlu etkileri sayesinde çocuğun ana dilini daha kolay öğrenmesine katkıda bulunuyor.

Okul öncesi çocukların eğitiminde en çok hangi sorunlarla karşılaşılıyor? Bu sorunların çözümünde nelere dikkat edilmeli?
Okul öncesi eğitime verilen önemin, ülkemizde giderek yaygınlaşması ile okul öncesi eğitim kurumların fiziksel yapıları, sahip oldukları olanaklar, öğrenci sayıları, öğretmen niteliği, okul öncesi eğitim programı, bu kurumlarda öğrencilere kazandırılmak istenen bilgi ve beceriler, veliler ve onların davranışlarının uygulamalara yansımaları, toplumun okul öncesi eğitime bakışı gibi noktalar dikkat çekmeye başlamıştır. Değişik araştırmalarda ortaya konulan bulgular, Türkiye’de okul öncesi eğitim alanında hem nitelik, hem de niceliksel birtakım sorunların var olduğunu göstermektedir. İlgili araştırmalarda vurgulanan sorunlar ise şöyle özetlenebilir: 4-6 yaş grubuna ağırlık verilen eğitim modeli, eğitime erişimde hedef kitleye ulaşılamaması, bölgesel farklılıkların olması, eğitim kurumlarında standartların eksik oluşu ve denetim yetersizliği, velilerin okul ile, okulun veliler ile kurduğu işbirliği ve iletişimin yeterliliği, mevcut eğitim programının, ülkenin farklı yerlerinde ve farklı koşullardaki çocukların ihtiyaçlarına tam olarak cevap verememesi ve nitelikli öğretmen yetiştirmedeki yetersizlikler olarak sıralanabilir. Bunlarla birlikte; kaliteli eğitim içermeyen eğitimin çözüm oluşturmadığı ve bu faktörlerin yeterli düzeyde olmadığı kurumlara devam eden çocukların gelişimleri, yaşanılan olumsuzluklardan negatif yönde etkilenmektedir.Okul öncesi eğitimde okul öncesi eğitim programları, eğitim politikaları, veliler, maddî konular, yönetim, denetim ve rehberlik, okul personeli, mevzuat, öğrenciler ve fiziksel koşullardan kaynaklanan değişik sorunlarla karşılaşıldığı ve okul öncesi eğitimde niteliğin sağlanabilmesinde bu sorunların çözümü okulöncesi eğitime önemli katkılar sağlayacaktır.

Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Anne ve babalarımız öncelikle kendilerine şu soruları sormalıdırlar;
“Çocuğum okula hazır mı?”,
“Anne-baba olarak biz çocuğumuzu okula göndermeye hazır mıyız?”
Çocuğumuz için anaokulu araştırırken, okulların temel aldığı yaklaşımları gözden geçirmeliyiz. Bu yaklaşımların her biri farklı gelişim alanlarına odaklanır, farklı değerlere öncelik verirler ve bu amaçla bazı davranışları geliştirmeyi hedeflerler. Anaokulu seçimi hemen hemen her anne babanın, çocukları yaklaşık olarak 3 yaşına geldiğinde karar verilmesi gereken zor bir süreçtir. Çocuğunuzu belki de ilk defa bir kuruma teslim edecek olmanın verdiği hassasiyet ve tedirginlikle bu süreç daha da zor bir hale gelebilir.
Hangi anaokulları iyi?
Kurumlarla görüşürken neleri sormalıyım?
Dikkat etmem ve gözlemlemem gereken yönler nelerdir?
Okul öncesi eğitiminde anaokulu seçerken önemli olan; öncelikle çocuğunuzun mutlu olacağı, eğlenerek, oynayarak vakit geçireceği, öğreneceği, arkadaşlarıyla oyunlar oynayıp, etkinlikler yapacağı, sağlıklı ve dengeli besleneceği, sosyal kuralları öğrenip, sizin de gözünüz arkada kalmadan güvenerek bırakabileceğiniz, çocuğun zihinsel, fiziksel, sosyal, duygusal ve özbakım ihtiyaçlarını karşılayabilecek, sizin beklentilerinize de karşılık verebilecek bir kurum olmasıdır.

Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler? Okul öncesi seviyesinde çocukları olan ebeveynler, çocuklarıyla iletişim kurarken nelere dikkat etmeliler?

Çocuklarımızın iyi ve başarılı birer okul hayatı geçirmesi, hepimizin en büyük dileğidir, ancak, bunun için iyi bir okul seçmek veya ekonomik koşullarımızı zorlamaktan başka neler yapıyoruz? Daha doğrusu çocuklarımızı okullarında başarılı olmaları için yeteri kadar destekleyebiliyor muyuz? Yetişkinlerin, çocukların içinde bulundukları gelişim sürecine, korkutmadan ve hatalı yaklaşımlarda bulunmadan destek vermeleri gerekiyor. Ve öğrenmeleri için de mutlaka zaman ayırmaları önem taşıyor. Bunları sağlarken ve sağladıktan sonra da çocuklarımıza yaklaşımımızın; sorgulayan, kıyaslayan, eleştiren değil, ilgilenen ve destekleyen yönde olması çocuklarımızın çok yönlü gelişimine her zaman pozitif katkı sağlıyor. Çocuğumuzu yetiştirirken anne baba olarak çocuğumuza, tüm aile bireylerimize ve çevremize karşı tutarlı, kararlı, dürüst davranmak, çocuğumuza her koşulda, her zaman onu sevdiğimizi söylemek ve yanında olduğumuzun güvenini vermek büyük önem taşımaktadır. Nasıl bir çocuk, nasıl bir insan yetiştirmek istiyorsak, biz de aynen bu şekilde çocuklarımıza rol model olmalıyız

Okul öncesi eğitiminde eğitici oyun ve araçlar ile teknolojiden nasıl yararlanılmalı?
Günümüzde teknoloji çocuğun vazgeçilmez bir parçası olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Çocuklar çevrelerinde televizyon, akıllı telefon, dijital kamera, tablet, bilgisayar gibi pek çok teknolojik araçla karşılaşmakta ve kolayca bunları kullanmayı öğrenmektedirler. Bu araçlar çocukların günlük yaşamlarını derinden etkilemekte, çevreleriyle olan iletişimlerini, eğlence anlayışlarını ve öğrenmelerini şekillendirmektedirler. Bu nedenle çocukların teknolojik araçların kullanımını engellemektense kontrollü bir şekilde bu araçları gelişim ve öğrenmelerini destekleyici olarak kullanmalarını sağlamak gereklidir.

Çocukların ilköğretime hazır bulunuşluklarını destekleyen akademik becerilerin kazanılmasında teknolojinin olumlu etkileri vardır. Gelişime uygun olarak kullanılan eğitici programların dil, okuma yazma, matematik ve fen alanlarında çocuklara akademik beceriler kazandırdığı saptanmıştır. Teknoloji çocuklara anında geri dönüt fırsatı vermesi ile çocukların bağımsız öğrenmelerini destekler. Aynı zamanda, teknoloji çocuklara problem çözme ve fikirlerini paylaşma ortamları sunar. Bu nedenle, teknolojiyi okul öncesi eğitimi sınıflarında kullanırken amaçlarımız ve kullanma nedenlerimiz oldukça önemlidir. Teknolojinin amacı geleneksel okul öncesi eğitimi materyallerinin yerini almak değil, geleneksel materyalleri desteklemek ve çocuklara zengin ve farklı öğrenme deneyimleri kazandırmak olmalıdır. Özetle, teknoloji çocukların öğrenmelerini ve gelişmelerini desteklemek için sadece bir araç olarak kullanılmalıdır.

Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitime geçilmesi sürecinde okul öncesi öğrencileriyle nasıl iletişim sağladınız? Bu konuda yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Covid -19 salgını nedeni ile pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de yüz yüze eğitime ara verildi. Çocuklarımızın evde oldukları bu süreçte ebeveynleri ile birlikte keyifli vakit geçirmelerine ve devam eden gelişim / kazanımlarına yönelik biraz da olsa katkı sağlamak amacıyla uzaktan eğitim programımız ile her gün çocuklarımızın evlerine misafir olduk.

Okul öncesi öğrencilerimizin uzaktan eğitim programını kurgularken gelişimleri için çok önemli olan rutinlerinin devamlılığını sağlamaya özen gösterdik ve uzaktan eğitim programımızda da okulumuzda olduğu gibi okul öncesi öğrencilerimiz için en uygun ortamı yaratmayı amaçladık. Gelişim seviyelerine uygun, haftalık temalar çerçevesinde ve hedeflenen kazanımlar doğrultusunda bir eğitim programı hazırladık. Öğretmenlerimizin kendi ses kayıtları ile hazırladıkları masal dinletilerini her gün velilerimiz aracılığı ile çocuklarımıza ulaştırdık. Veli ve öğrencilerimizle gerçekleştirdiğimiz sesli / görüntülü telefon görüşmelerimiz ile süreci olabildiğince keyifli ve canlı tuttuk.

Gerçekleştirdiğimiz online eğitim ile her gün yaş gruplarına paralel süre ve ders sayılarıyla “takvim hava durumu, güne merhaba, şiir, şarkı, tekerleme, parmak oyunları, sanat, matematik, dikkat ve akıl oyunlar, İngilizce ve bilim aktiviteleri” v.b. etkinliklerimiz ile uzaktan eğitim programımızı gerçekleştirdik. Çocuklarımızın merak ettikleri konular ya da temalarımız ile ilgili sorduğumuz sorularla “fırsat eğitimi, beyin fırtınası ve scamper” çalışmaları yaptık. 4 – 5 yaş grubumuzda her gün 2 öğrencimiz ile “göster anlat ve sayma zamanı” etkinliklerimizi yine canlı yayında gerçekleştirdik. Yapacağımız bu çalışmalar ile ilgili öğretmenlerimizin hazırlamış olduğu haftalık etkinlik takvimleri ve video çekimleri ile velilerimizi öncesinden bilgilendirdik. Online eğitim programımızda okul psikoloğumuz her gün tüm öğrencilerimizi gözlemledi, gerekli noktalarda veli ve öğrencilerimiz ile gün içerisinde / haftalık aramalarla iletişime geçerek gözlemlerini ve önerilerini paylaştı, velilerimizden gelen sorulara / sorunlara cevap verilmeye çalışıldı. Gerçekleştirilen bu rehberlik etkinlikleri ile ilgili hazırlanan haftalık planlar ve çekilen videolar veli ve öğrencilerimiz ile paylaşıldı. Online gerçekleştirdiğimiz veli seminerlerimiz, hafta içerisinde velilerimizden gelen sorular / yaşanılan sıkıntılar ile paralel hazırladığımız haftalık bültenler ile rehberlik çalışmalarımızı yürüttük. Evde yapılabilecek çalışmalar ile ilgili olarak hazırladığımız “ev etkinlik takvimleri” ile çocuklarımızın aileleri ile de evde keyifli vakit geçirmelerine katkıda bulunmaya çalıştık. Yapılan tüm bu çalışmalarımız ile ilgili olarak velilerimizin bizlere gönderdiği fotoğraflar ve videolar ile “takip ve paylaşım” platformu oluşturduk. Uzaktan eğitim programı ve ev etkinlikleri programlarımızdaki kazanımlara yönelik oluşturduğumuz “haftalık veli değerlendirme anketlerimiz” ile haftalık olarak çocuklarımızdaki kazanımların da takibini yaptık.

Özlem AZARGÜN
Vatan Anaokulları Koordinatörü
Ataköy Vatan Anaokulu Müdürü

Paylaş:

Etiketler: Okul Öncesi Eğitim

Vatan Kurs® | Eğitim sistemleri ile hazırlanmıştır.